27 Aralık 2019
Sayı: SYKB 2019/01 (48)

Gelecek işçi sınıfının olacaktır!
AKP-saray rejimi geleceğini savaşa endeksliyor
Erdoğan’a karşı Erdoğan taktiği
Gerici hesapların sonu yok
“Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul!”
Asgari ücret vergiden muaf tutulsun!
Metal Grup TİS süreci ve görevlerimiz
Gerçek bir sınıf mücadelesinin imkanları
Atamalarda güvenlik soruşturmaları sürecek
Burjuvazi bireyciliği ve bencilliği dayatıyor
Tarihsel dönem ve devrimci parti - 1
Proleter hareketin ve halk isyanlarının yeni dönemi
Teslim Demir… Gerçek bir yaşam filozofu!
Hong Kong’daki son gelişmeler üzerine
İngiltere seçimleri ve Brexit
Trump’ın azil sürecinde rezalet diz boyu
Fransa genel grevinden gözlemler
LSG Sky Chefs’te grev yasağı
Sosyalistlerin “kadın eylemleri”ne katılımları üzerine
AKP’nin genelgesi şiddeti ve baskıyı boyutlandırıyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP’nin genelgesi şiddeti ve baskıyı boyutlandırıyor

 

AKP’nin kadınlar için attığını söylediği her adımda baskıcı, gerici uygulamalarla, şiddeti tetikleyen sonuçlarla karşı karşıya kalıyoruz. Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan yeni bir genelge, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uygulansın” diyor. 6284 sayılı Kanun çıkartılıyor, İstanbul sözleşmesi imzalanıyor... Sonra bunlar yok sayılıp işletilmiyor, ama uygulansın diyen genelge maddeleri ile karşılaşıyoruz.

Genelge diyor ki, “Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Büroları’nın sayıları arttırılsın”, “Kadına yönelik şiddet vakaları bu bürolardaki uzman savcılar tarafından yürütülsün”, “Hayati tehlikesi bulunduğunu ifade eden kadın için talep olsun olmasın geçici koruma altına alma tedbirleri alınsın” vs. Bunların hiçbiri yeni değil. Birçok yasa, yönetmelik ve dönemsel politikalar çerçevesindeki uygulamalar kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yeterli olmasa da genelgenin bahsettiği kapsamda önlemler var. Ama kağıtta yazanlar hayata geçiyor mu? Aynı içeriğin farklı kağıtlarda farklı başlıklar altında yazması ile şiddetin önlenmeyeceği, sorunların çözülmeyeceği aşikardır.

Kadın cinayetleri, tecavüz, taciz davalarına gizlilik kararının getirilmesinin önü açılırsa ne olur? Genelgenin 5. maddesi tam da bunun için: “Kural olarak gizli olan soruşturma evresiyle ilgili ifade, tutanak, belge, ses ve video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medya gibi platformlarda paylaşılmasının önüne geçilmesi, kanuni zorunluluk nedeniyle gizli tutulan bilgilerin üçüncü kişilere verilmesinin, Türk Ceza Kanunu’nun 285’inci maddesi uyarınca ‘gizliliğin ihlali’ suçundan sorumluluk doğuracağının bilinmesi…”

Toplumdaki tepkiyi açığa çıkartan bir olay yaşandığında gizlilik kararı getirilecek. Olayın haberinin yaygınlaştırılmasına, öfkenin eylemsel süreçlere döndürülmesine, dava süreçlerine etki edecek paylaşımların yapılmasına böylece ket vurulmuş olacak. Bir de üstüne muhtemeldir ki sosyal medyada konuyu işleyenler de “gizliliğin ihlali” ile hedefe çakılacak ve işlemeyen hukuk birden işler olacak!

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için acil ihtiyaç, “yeni” görüntüsü altında eskilerin fotokopisi genelgeler yayınlamak değildir. Çözüm, şiddetin önlenmesi, yaptırımlarla engellemenin sağlanması, toplumun bu sorun karşısında bilinçlenmesi ve örgütlenmesidir!

Trakya’dan bir Kızıl Bayrak okuru